1 Mart 2018 Perşembe

İYİLİĞİN SAVAŞÇISI; ROJİNHOOD


Adın Rojinhood'a çıktı. İnsanı destek ve yardım kampanyalarıyla ilgili aktif çalışmalar yürütüyorsun. Bu çalışmalardan bahseder misin?

İyililiğin dili, dini, ırkı yoktur. İyiler iyidir, çok geç anladım; dünya görüşünün değil iyi bir karekterin, iyilik dolu bir kalbin  en büyük değer olduğunu...
Her şey çok basit aslında. Dünyada kaosu biz insanlar yaratıyoruz. Hırslarımız, öfkemiz, açgözlülüğümüz, kıskançlığımız bizi yönetiyor. İşin kötü yanı ise bunun içinde debelendiğimizi fark etmemek ve üstüne gitmek.
Bir röportajımda, yıllar önce, Türk filmlerinde en sevdiğim sahnenin fakir kızın bir gün döner koltukta arkasını dönmüş halde kahkaha atarak, yuvarlak şapkasını hafif kaldırıp, kötü adama yüzünü gösterip, ''Beni hatırladınız mı? Bu köşkten kovduğunuz fakir kızım ben!'' sahnesi olduğunu söylemiştim. İşte o küçük kızla kendimi özdeşleştirip, başaracağım sesimle, gücümle, iyiliğimle bu cahillerin karşısına çıkacağım duygusu vardı. Orada, yine de ona yani kötüye kötülükle karşılık vermeyen ama hayatta yapılan her kötülüğün bir karşılığı olduğunu, insan kazanmanın sevmenin, kariyeri ekonomik durumu şartları ne olursa olsun kalp kazanmanın hayatı kazanmak olduğunu anlatır o kare. İşte hırs ve azim arasındaki farkta burada gizlidir. Mesleğimiz, kariyerimiz, gücümüz, güzelliğimiz en zirvede de olsa iyi bir kalbimiz yok ise bunların hiçbirinin kıymeti yoktur.
Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır. Bu dünyadaki acılardan iyilikle kendimi kurtarmaya korumaya çalışıyorum. Kötülerle böyle savaşıyorum. Slogan atarak değil, sadece konuşarak değil, şiddete şiddetle karşılık vererek değil. Sevgi ve şefkatle acı çekmekten azda olsa kurtuluyorum çünkü çok kötü bir dünyadayız.
Kendi sanat yolculuğumun en büyük durağı tiyatrodur aslında. Yıllarımı verdiğim çocukluk, gençlik, hatta evden kaçıp oyunculuk sınavına girmek gibi deli cesaretini sahnede olma aşkına borçluyum. Ama sahnede olmanın farklı bir alanıyla tanındım, sevildim. Sesimle acımı dillendirdim. Yasaklanmış dilimde şarkılar söyleyerek, ağıtlar yakıp, halaylar çekerek bu noktaya geldim. Yoksulluk dert değil, aslolan yoksun olmamak. 
Yaşadığımız hiçbir şeye duyarsız kalamadım. Müziğe başladığım ilk günden beri konsere gittiğim yerin en yoksul iki ailesini seçer, gizlice küçük şeyler, sevinçler yaşatırdım. Yıllar geçtikçe ve bu ülkede barış olsun, kan akmasın diye attığımız her adım, yaptığımız her şey çıkarlarına ters geldiği için birilerinin yaftalamalarına maruz kalınca, yaptığımız her şeyi duyurma ihtiyacı doğdu. Evet, beni insanlara yanlış anlatmalarıyla beni sahneden alıkoymaları, nefes bile aldırmamalarıyla savaşmanın tek yolu şarkılarım ve iyilikle kötülere karşı savaşmak. 
Rojinhood öyle çıktı. Ortaya bir hayranım, genelde sosyal ağlardan yazıştığım bir hayranım yazmış; ''Sen Rojinhood'sun. Zenginden alıp, fakirle paylaşıyorsun.''
Çok mutlu olmuştum.
Projeler; New Life ( Yeni Yaşam ), 20 Ezidi genç kızla ( Işıd'ın tecavüz edip sattığı ) ruhlarını iyileştirme, terapi drama meslek edindirme ve hayatını kurtaran her genç kız kendisine iki genç kadını iyileştirme görevi alacak. Proje iki yıl sürdü. Kızlarımız yurt dışında yaşamlarına devam ediyor, ikisi hala kampta. Evlendiler.
''Van Benim, Ben Van'ım'' projesi... Van’da konteynır... Kentte yaşayan ve zor durumda olan aileleri ev sahibi yapmak, küçük bütçeli evleri konserler dizisiyle almak... Burada yaşayan iki kadına boşanmış ve engelli çocuğu olan kadınlara konser geliriyle ev aldık. Ayrıca Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Spor Klubü de destek verdi, bir aileye onlar da ev aldı. Depremzede çocukları İstanbul’a getirip, hayallerini gerçekleştirdik. Futbolcularla buluşturduk. İşadamı arkadaşım Murat Dumlu ile birlikte bu işi yüklenip, çocuklarımızı armağanlarla Van’a yolculadık. Sarıyer Belediye Başkanımız Şükrü Başkan çocukları ağırladı. Selda Topal’ın da rolü büyüktü. Eşi ile onu da iyilik savaşçısı ve güzel kalpli özel insanlar olarak görüyorum.
Mültecilere destek... 
Suriye’den büyük göçün olduğu zaman, Suruç'a doğru yola çıktık. Çünkü acı bir telefon beni sarsmıştı. Çocuklara mama... Projede Murat Ülker destek verdi. Başka işadamı dostların iki kamyonu ve mama desteğiyle kamplara gittik...
''Bir Battaniye İçimizi Isıtacak...
Şırnak’ta çatışmalardan evsiz kalan ve zorluk içinde yaşayan ailelere yüklü miktarda battaniye götürerek, onlara küçük bir sıcaklık yaşattık.
Hatırlamadığım birçok proje yürüttük. En son ''Bizim Çocuklar Projesi''... Öğretmenlerin talebiyle Sur'daki çatışmalardan evsiz ailesiz kalmış 250 çocuğu bot ve mont ile sevindirdik.
Güzellik yapmayı nasip etsin hayat. 
Gerçekten büyük teşekkür borçluyum bu hayata. Bana bu imkanı verdiği için...


0 yorum:

Yorum Gönder